centaflex coupling ve islam savasları44
evet arkadaslar en güzel bilgileri yazan centaflex coupling diyorki Peygamber, hayalmm bütün safhalanıuln, bar maya atjık bir tutum i(;frisiudc olmuştur. Mckkelilcriı,'^''''»; * kovduğu, hicreti' luecbur edip Medine’de de rahat bıra^^^'t) durumda, Medine’de yaşayan farkh dinlerden kabilflt>rl(.k-%j^ ^'apnnştır. Bu (jen;evede Kureyş'in ticaret yolu üzerinde buj^ kabilelerle, düşmandan önce anlaşma yapmak i»ııretiyleb^Nl«^ rin düşman safında yer almaşım Önlemek ve barış zenılni^k mak için anlaşmalar yapılmıştuEbvâ \-e ZıVl-Uşeyre ga/alan barış antlaşmasını fiilen inek için gerçekleştirilmiştir. Allah Resûlü’nün bu çabası, şartlarının henüz yaşanmadığı Medine döneminde, anlaşma^|S sulh ve barış ile neticelendirme gayreti olarak değtTİendiriltı,^|j^ı
8.Saldırı haberinin alınması üzerine yapılan haleler
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) gaza ve seriyyelerininönetuijL kısmı, Özellikle şahsı ve Müslümanlara sırf inançları gereği, ması plânlanan bazen bir kabilenin bazen de kabileler topluluğ^^^ saldın haberinin alınması neticesi sevk edilmiştir. Saldırı plâniıjn| yapıldığı haberinin alınması sonucu herhangi bir müdahalede lunmama, düşmanın saldırısı karşısında teslim olmak anlamınagj. lecekür. Düşmanın kesin olarak gerçekleştireceği harekât karşısındj ilk darbeyi yememek için, Hz. Peygamber harekete geçmiştir. Dü^ manın fiilen saldırısı meşru bir savaş sebebi olmakla beraber, istilj. baratla bir saldırı hazırlığının kesin olarak alınması da meşru bit mukabele sebebi olmaktadır.
“Birinci Zu 1-Kassa, Karkaratü’l-Küdr, Bahran, Dûınetül-Cendet Müreysi, Vâdi’l-Kura’, Türebe, Necid/Hevazinler, Meyfaa, Cinab, Zatü’s-Selasil, Bekir Oğulları, Abdullah b. Revaha, Hayber, Gâbe Kutbe b. centaflex coupling Amir seriyyeleri ile Gatafan, Katan, Zâtu’r-Rika’, Huneyr Taif, Hayber, Fedek gazaları ve Tebük seferi, düşmanın saldırı yapj cağı bilgisinin alınması üzerine sevk edilmiştir. Sayıca fazlalığı di! kate alındığında, gaza ve seriyyelerin çoğunun .saldırı haberinin alı ması neticesi meydana geldiği görülecektir.”
235Enlâl. 8/58; Tevbe. 9/12-13; Oünc^Osm.tn, Resûlııjlah-m Ehl-i Kitap’la Müni belleri, Ankara, 1997. s. 299.
236Enfûl, 8/58; Tevbe. 9/12-13;i
yıilıiU’MiLslünıaııIura yardım etme
dolu olan kişi, kabile fırsatı degerlendi-
^,|i\ata dökmüştür Bu eylemler, bazen başka devletlerin sı-1^1'*' içerisinde yaşayan Müslüman azınlığa baskı ve işkence yap-ı,ıfi^^,I^Iindc de tezahür edebilmiştir.
ıi'‘'**'/în'da, zulme maruz bırakılarak inanç ve ibadet hürriyetleri S'ı''*
inandığı dinin öğretilerine uygun hayat yaşamasına en-İllin Müslüman fert ve toplumlar, bütün güçleriyle bu zulmü «kaldırmakla sorumlu tutulmaktadır.
^gizjc n^ oluyor da ‘Rabbîmiz! Bizi halkı z.alim olan bu şe-ifrt rikm*, katından bize bir sahip çıkan gönder, tarııfin-bir yardımcı lütfet’ diyen zavallı çocuklar, erkekler ‘i*''* jınlar uğrunda ve Allah yolunda savaşmıyorsunuz?”=«" zulme manız kalan insanlara yardım için savaşılacağı hükmüllcndirilebilir. Yardım talebinden sonra Hudeybiye Antlaşması Kureyş’in saldırılarına karşı Hz. Peygamber’in Huzaa “i^.l^'neyardım etmesi,^’ âyetteki emrin yerine getirilmesine ör-‘^*olarakanlaşıIabiIir.
pj’f-iMaûneseriyyesi ve Dûmetü’l-Cendel Gazası, Hz. Peygamber’in „[flaruz kalan Muslümanlara yardım için yapmak zorunda kal-
ıSEbuVusuf. Vakub b İbrahim, Kitâbu’l-Harâc, Kahire, 1396, s. 230; Belâ/ıırî, thk. Abdullah Hnis eı-Tabbâa’. Beyrut, 1987, s. 41. jJO Vsman. Ahmet blâın UevlUkr
lo. Teblii*in öniindeki engelleri bertaraf Tebliğ, Hz. Peygamber ve Müslümunlann aslî vaxj|J göre, ber durumda Allah’ın adının bütün dünyaya ban, ulaştırılması hedeflenmiştir. Düşmanın kaçınılmaz içine çektiği durumlarda bile tebliğ görevi ihmâl edilmeıiıişj^\
Bu sorumluluğun bir gereği olarak Hz. Peygamber, çcv ve devletlere tebliğ heyetleri göndermiştir. Tebliğ maksadıyla ‘ dığı iddia edilen gaza ve seriyyelerin gerekçeleri incelendiğindç^^ lamı tamamen tebliğ gayesiyle gönderilen heyetlere .saldırı yap,ı ' durumunda, heyetlerin nefs-i müdafaada bulunmalarının bir olarak meydana geldiği görülür.
Bir başka ifadeyle savaş, muhatabın İslâm’ı kabul etnıemesir^^ değil, Müslümanlara saldırı söz konusu olduğu için gündeme gei^ tir. Dolayısıyla Hz. Peygamber insanların zorla İslâm’ı kabul etj leri için değil, tebliğin önündeki engelleri kaldırmak için savaşnu^ Allah Resûlü’nün (s.a.v.) davet maksadıyla gönderdiği seriyy,. 1er arasında Ka’b b. Umeyr’in başkanlığındaki Zât-ı Atlalı'^’ Aıtıti) Âs’ın Zatü’s-SelasiP^’, Abdurrahman b. Avfın Dûmetii’l-Cendelvç Halid b. Velid’in Gezime seriyyeleri*-” sayılabilir. Yine davet maksj. dıyla gönderilen İbn EbH-Evca, Süleym Oğullarını İslâm’a davete, miş ancak onlar; “Senin davetine bizim ihtiyacımız yoktur!” diyerek Müslümanlara oklu saldırıda bulunmuş ve İbn Ebi’l-Evca dışındaki lerin hepsini şehit etmişlerdir.^
Hz. Peygamber, bazen bir talep karşısında bazen de centaflex coupling herhangibı talep olmaksızın, sırf İslâm’ı tebliğ gayesiyle bazı kabile ve devletleı heyetler göndermiştir. İslâm’ı tebliğ etmenin dışında hiçbir maksat olmayan bu heyetler, pusuya düşürülmek ve ihanete maruz kaimi suretiyle şehit edilmiştir. Reci’, Bi’r-i Maûne, Süleym Oğullan, Zâ Atlah, Zâtü’s-Selasil, Gezime Oğullan, Uman, Bahreyn ve Dûmeti Cendel seriyyeleri, değişik sebepleri olmakla birlikte, ağırlıklı olaı İslâm’ı çevre kabile ve devletlere tebliğ için gönderilmiş tebliğ hey lerinin öldürülmesi ile sonuçlanmıştır.
I^oııılikabilelerinin İslâm’a meyilli oldııklarmı ileri ,rek Hz Pe>’Kanıbcr‘den (s.a.v.) tebliğ heyeti talep eclenloı in, gön-
.plecek tebliğ heyetini emanla koruyacaklarım taahhüt etmelerine j^ınen. pusııj”.! düşürerek şehit etmeleri, ba'/ı gaza ve seriy-
,lcrinsebebini oluşturmuştur. Bütün insanların ebedî kurtuluşunu edecek dinamiklere sahip bir dinin insanlığa duyurulmasm-^^nlvışka bir maksat taşımayan bu tebliğ heyetleri, pusuya düşürülerek hai» saldırıların hedefi olmuştur. Hz. Peygamber de şahsında İslâm'a düşmanlık >'apan bu kimselerle nefs-i müdafaa gayesiyle mü-^jdcle sürecine girmiştir.
/îâtuV-Rika' Gazası ile Cemum, Meyfaa, Âmir Oğullan, İkinci <j(ü’l*Bahr ve Hayber seriyyeleri, barışı;ı tebliğ heyetine karşı yapı-|jns.ıl(lınları etkisiz hâle getirmek iğin yapılmıştır.
tt. Elçilere kötü muamele yapılmasını ve onların öldürülmesini cezalandırma
/Ulah Rcsûlii (sallallalıu al^i ve sollem), Hudeybiye Antlaşması’ndan jonnı bölge ülkelerinin hükümdarlarına, İslâm’a davet maksadıyla rlçiler göndermiştir. Bu hükümdarlardan bazıları tebliğ çağrısına fllunılıı ce\ap vermiş, bazıları da sadece olumsuz cevap vermekle Ijalmamış, elçilere \'e gıyaben Hz. Peygamber (s.a.v.) ve Müslüman-Ijra nezaket sınırlarını zorlayan hattâ hakarete varan davranışlarda [)ütunnıuştur.-'-»'‘
Tebliğ vazifesini ifâ için yakın ve uzak kabile ve devlet başkanla-nnagönderilen bu elçiler, bazen İslâm’a davet edilen devlet veya ka-(jle başkanı tarafından hakarete maruz kalmış, bazen öldürülmüş, »zen de farklı kişiler tarafından saldırıya uğrayıp yağmalanmıştır. >ja tarih boyunca ve günümüzde elçiler, uluslararası hukukta can jiivenliğine sahiptir.Can güvenlikleri garanti altına alınan elçile-ijı tahkir edilmesi, yağmalanması hattâ öldürülmesi, suçu irtikâp lien kişi ve kurumlar açısından suç teşkil etmektedir. Hımsa, Kunt Oğullan ve Kuratalar seriyyeleri ile Mû’te seferi, bu sebeple ger-ileştirilmiştir.
J Ibn Kesir. İbn Kesir, İmaduddin Ebu’l-Fida İsmail, el-Bidâye ve’n-Nihâye, Beyrut. 1966. IV, 268 vd.
ÎŞtj'hani, Muhammed b. Hasen, Şerhu Siyeri’l-Kcbîr, (Serahsî’nin jjerhi ile birlikle), Beyrut, 1997,2/72; Turnagil, Ahmet Reşid, İslâmiyet ve Milletler Hukuku, ;Jaanbul, 1972, s. 92-96.
olmaktadır. Bu kararlılık karşısında saldırı tehlike.siylekarş|^^. olan Hz. Peygamber, savaş ilânına karşılık vermiştir. Bunu» neği Küçük Bedir Gazasıdır.
Hz. Peygamber, Mekkeli müşriklerle yaptığı Uhud Savaş, yönüyle mağlup olunca, galibiyetin verdiği gururla ertesi y>l ' tekrar buluşmak için meydan okuyan Ebu Süfyan’ın teklifin, etnıiştir^^"
Kureyş’in savaş tehdidine mukabelede bulunmanın gere^^ rak IIz. Peygamber, zamanı geldiğinde Ebu Süfyan’ın savaşiljn,^. karşılık vermek maksadıyla gazaya çıkmış*'*'’ ancak karşısında şeyi bulamamıştır. Mekkeden iki bin kişiyle yola çıkan Ebu kıtlık olduğunu bahane ederek belirlenen bölgeye gelmeden Mekke’ye dönmüştür.*»"
Bu gazanın, Ebıı Süfyan’ın savaş ilânına karşılık v«r. mek için yapıldığı açıkça anlaşılmaktadır.
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) savaşlarının sebep ve gerekçelerinin in. celendiği bn çalışmada, savaşların çok farklı sebep ve gerekçelertt meydana geldiği anlaşılmaktadır. Buna göre bütün savaşlar meşru bir temele dayandığından, Hz. Peygamber’in haksız olarak niteler dirilebilecek bir askerî müdahalesinin olmadığı sonucuna vanlabi lir. Savaşları hazırlayan sebep ve gerekçeler bütünü dikkate alındı ğında, Hz. Peygamber’in meşru bir gerekçe olmaksızın, herhangib
248Ibn Hişâm, 3/100; Belâzurî, Ensâb. I, 417.
249Taberî, Ebu Cafer Muhaımtıed b. Cerir, Târihu’l-Taheri Târıhu’l-Ümcm ve'l-Mûlı Beyrut, ts.3/42; Ibn llazm, Ebu Muhammed Ali h. Ahmed, Cevâmiu’s-Sire,ı; M. Salih An, İstanbul, 2004. s. 180-181.
250İbn Hişâm. 2/220;2/ 59-f
(Dr. Veysel NargüJ^HJ\Diı^^||j|^iiıür Dergisi, K.asım-Arahk2(
gabili'devlete haksız bir saldırıda bulunmadığı çok açık bir şekilde görülmekledir.
İslâm’ın Kur’ân ve Sünnet merkezli ilke ve esasları dikkate ulmclı-ğında. gerek fert \"e gerekîie devlet ölçeğinde nıünasebctler, barış esasına da>'î>nnıaktadır. Savaş ise istenmeyen bir mecburiyet olup arızî/ ^ici bir durumdur ve bir varlık nıücadcle.si olarak gündeme gelebilir.
Oıiııümüze bakan yönüyle ifade edilecek oluı-sa, Mz. Peygamber’in sa^-aşlarının sebep ve gerekçeleri, her dönemde olduğu gibi günü-nıiizde de, met-dana gelen savaşların meşruiyetini belirlemede tc-ıııel ölçüt olarak kabul edilebilir mahiyet ve özellikler taşımaktadır.
Bunlar bilintncden Htı savaşların mahiyeti anlaşıla-ıTiaz. Üstadı, hocası Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) olan lla/.rct-i Ali höyle hir ortamda böyle bir üstadın ya-
nında sasTiş taktikleri öğrenen vc tatbik eden bir zattı. El-jn.dtc ki savaşları da buna göre olacaktı.
No comments:
Post a Comment